Hastanede Dini Hayat
Kategori: Sosyoloji
Sayfa: 198
ISBN: 978-605-4451-78-4
Boyut: 13,5x21,5
Kağıt: 2. Hamur
Modern zamanlarda dinin insan toplumlarından silinip gideceği yönündeki varsayımlar gerçekleşmemiş ve din, XX. yüzyılda da hayatın merkezindeki olgulardan biri olmuştur. Bu nedenle, modern dünyada da din hala tartışmaların odağındaki yerini korumaya devam etmektedir. Ne var ki din üzerine çalışmalar, çoğu zaman geleneksel inceleme tarzı esas alınarak yapılmakta; dolayısıyla bu çalışmaların nazari ve spekülatif yönü ağır basmaktadır. Bununla birlik-te, sosyal bilimlerin ve bu bilimlere paralel olarak gelişimini sürdüren, aralarında din sosyolojisinin de yer aldığı yeni din bilimlerinin karakteri, onların olgusal, deneysel ve objektif bir metodoloji benimsemiş olmalarıdır. Dinin bu tür bir metotla deneysel olarak incelenmesi, hem 'yaşayan din' üzerine malumatımızın derinleşmesi, hem dini realitenin daha gerçekçi anlaşılması ve hem de dini sorunlara yeni ve yeterli çözümler üretilebilmesi açısından hayati bir zaruret haline gelmiştir.
Ülkemizde dinin deneysel olarak araştırmalara konu edilmesi, son yıllarda artış göstermiş; bu süreç, sevindirici bir şekilde, günümüze değin devam ede gelmiştir. Bu araş-tırmalar arasında, özellikle İlahiyat Fakülteleri bünyesindeki araştırmacıların yürüttüğü din sosyolojisi çalışmalarının önemi büyüktür. Ülkemizde din sosyolojisi artık, dinin toplumsal tezahürleri, farklı kurumlarla ilişkileri, çağdaşlaşma, sanayileşme, kentleşme, modernizm ve ben-zeri pek çok olguyla olan etkileşimleri gibi konularda yüzlerce çalışma vermiştir ve yetkin bir alan olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu bağlamda, biraz da güncel sorunların haklı önceliği nedeniyle bazı alanlar, söz konusu sosyal araştırmalar arasında ya kendine hiç yer bulamamakta ya da oldukça yetersiz olarak temsil edil-mektedir. Bu alanlardan biri de, bir örgüt olarak hastanede yaşanan din olgusunun incelenmesi alanıdır. Kendisine dinin deneysel tetkikini konu edinen din sosyolojisi dinin toplumsal tüm kurum ve örgütlerdeki görünümleriyle ilgilenmektedir. O halde, 'hastanede dini hayat'ın araştırılması da din sosyolojisinin ilgi alanına girmektedir.
Diğer yandan ülkemizde hastaneler de, beşeri ve fiziki kaynak ihtiyacından, organizasyon ve yönetim sorunlarına kadar pek çok problemle karşı karşıyadır. Hastanelerde maliyet muhasebesi, yöneylem araştırması ve kapasite kullanımı gibi çeşitli konular üzerinde çalışmalar yapılmış ise de, hastanede din olgusunu çalışanı ve hastasıyla ele alan gözle görülür bir inceleme ve araştırmaya rastlanamamıştır. Halbuki hastanelerin temel sorunlarını ivedilikle çözümleyebilmek için, hastane olgusunu bir bütün olarak ele almak gerekir. Bu nedenle, hastaneleri şimdiye kadar üzerinde çalışılmayan yönleriyle analiz etmeye yönelik inceleme ve araştırmaların yapılmasına büyük ihtiyaç vardır. Bu örgütlerdeki çok yönlü sorunları yıllarca bizzat bu kurumların içinde bir sağlık çalışanı olarak gözlemlemiş biri olarak bizi, çalışma konusu olarak hastaneyi ve özellikle de oradaki dini hayatı ele almaya yönelten nedenlerden birisi de budur. Türkiye'de hastanede dini hayat ve sorunları konusu, birkaç çalışma ile boşluğu doldurulamayacak kadar geniş ve önemli bir alandır. Dolayısıyla çalışmamız, hastane sosyolojisi ve daha özelde hastanede din olgusu üzerine yapılacak araştırmalara din sosyolojisinin bakış açısıyla yapılmış bir başlangıç denemesi olarak değerlendirilebilir.
Alanındaki ihtiyacın bir ifadesi olarak oluşturulan ve iki bölüm halinde düzenlenen çalışmamızın I. Bölüm'ünde, öncelikle hastaneler tarihi ve sosyolojik olarak kısaca tanıtılmış, ardından hastanedeki dini hayatın temel öğeleri tespit edilmiştir. Araştırmanın uygulamalı kısmını oluşturan II. Bölüm'de ise, hasta ve hemşirelere uygulanan anketlerden elde edilen bulgular, alanda yaptığımız göz-lemlerin de yardımıyla yorumlanmış ve böylece Konya hastanelerinde yaşanan dini hayat tasvir edilmeye çalışıl-mıştır. Araştırmamız, ülkemiz din sosyolojisine katkı sağlayabilirse amacına ulaşmış olacaktır. Ancak, bu tür çalışmaların ülkemizin diğer bölgelerinde de yapılması durumundadır ki, karşılaştırma ve genellemeler mümkün olabilecektir.