Türk Anayasa Hukukunda Cumhurbaşkanlığı
Kategori: Hukuk-Siyaset-Uluslararası İlişkiler
Sayfa: 231
ISBN: 978-605-4451-94-4
Boyut: 13,5x21,5
Kağıt: 2. Hamur
Devletlerin tarihleri incelendiğinde, geçmişte yaşanan önemli olaylarda devlet Başkanlarının ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlarının önemli rol oynadıkları görülecektir. Cumhurbaşkanının devlet hayatını önemli derecede etkilemesi, kuşkusuz rejim içindeki önemli konumundan kaynaklanmaktadır.
1921 Anayasasında 1923 yılında yapılan anayasa değişikliği ile ülkemizde Cumhuriyet rejimine geçilmiş ve bu değişikliğin doğal sonucu olarak, Anayasada Cumhurbaşkanına (Reisicumhur) yer verilmiştir. 1921 ve 1924 Anayasası dönemlerinde Cumhurbaşkanları, gerek karizmatik kişilikleri ve gerekse dönemin siyasal koşulları ve yönetim geleneğimizin bir yansıması olarak, fiilen siyasal sistemin en önemli aktörü olmuşlardır. 1961 Anayasası döneminde de asker kişilerin Cumhurbaşkanı olması geleneği sürdürülmüş ve nihayet 1982 Anayasası, fiili durumu hukukileştirerek, devlet sisteminin merkezine Cumhurbaşkanını yerleştirmiştir. 1961 Anayasası dönemi, silahlı kuvvetlerin siyasal hayata müdahale ettiği ve özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla askerlerle sivil politikacıların mücadelelerinin yaşandığı bir dönem olmuştur. 1982 Anayasası, 1961 Anayasası döneminde yaşanan sorunların da etkisiyle, yürütmeyi güçlendiren hükümler koymak suretiyle, yasama-yürütme arasındaki dengeyi yürütme lehine değiştirmiş; bu doğrultuda parlamenter sistemin gerekleriyle bağdaşmayan geniş yetkiler vermek suretiyle Cumhurbaşkanını güçlendirmiştir.
1982 Anayasasında 2007 yılında yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanının, iki dönemle sınırlı olmak üzere, beş yıllık bir süre için doğrudan halk tarafından seçileceği kuralı getirilmiştir. Bu değişiklik, Cumhurbaşkanının yetkileri, sorumsuzluğu ve mevcut rejimin niteliği üzerindeki tartışmaları da yeniden başlatmıştır.
Bu kitap, 1923 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı makamı ve Cumhurbaşkanının Türk siyasal sistemi içindeki konumunu, Anayasa Hukuku perspektifinden irdelemektedir. Konu ile ilgili değerlendirmeler 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasası hükümleri çerçevesinde onbir bölüm halinde yapılmıştır.